Turizm, Otel, Tatil, Seyahat ve bu konudaki tüm yatırımlarınız için, içtenlikle yardımcı olmak isterim.
07-13 Ocak 2008 tarihlerinde 37. kez kapılarını Dünya Turizm pazarına açan Utrecht Turizm Fuarı beklentimizin oldukça altındaydı. Vakit buldukça katıldığım ve takip ettiğim bu fuar, önemli boyutta kan kaybetmiş ve gelecek yıllarda da kaybetmeye devam edecek gibi. Özellikle 2007 sezonunda birçok turizm firmasının batışı, Hollanda halkının bu sektöre olan desteğini azaltmış gördüm. Konuyu Utrecht Jaarbeurs yetkililerine sorduk. Aldığımız cevap; bu yıl katılımcılarda %20 oranında azalma olduğu ve bu azalmanın da internet satışlarının ön plana çıkmasından kaynaklandığı yolundaydı. Sanki beyanlarının içinde Turizm Fuarının geleceğinin tehlikede olduğunu söylüyorlar gibiydiler.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki katılımcılar başta olmak üzere, fuara gayet iyi hazırlanılmış ve gereken her şeyin yapılmış olduğunu gördük. Bakanlığın sunduğu aktivitelere ( folklor, semazen ) ve ikramlara ilgi oldukça fazlaydı. Belki de fuarın en hareketli ve en heyecanlı bölümü Türkiye idi.
Arzumuz, en kısa zamanda Hollanda pazarının Türkiye organizasyonunda, en azından eski günlerine dönmesi ve bunun için gereken toparlanma ile güvenilirliliği yeniden kazanması. Zira Avrupa pazarında, Hollanda potansiyeli kesinlikle küçümsenemez, aksine bu pazara ilginin artarak devam etmesinin gerekliliği ve zorunluluğu vardır. Fakat fuarda gördüğümüz cılız ve yarını olmayan tur operatörleriyle bu işin olamayacağını bir kez daha gördük. Zira geçen yıl gördüğümüz aynı tipleri bu yıl göremedik. Ama farklı tipleri maalesef tekrar gördük. İşte bunlar gerçek ve kaliteli satıcıları da yaptıkları olumsuzluklarla ortadan kaldırmışlar. Veya kaldırmak üzereler… Çaresi nasıl bulunur bilemiyorum ama ‘ben tur operatörüyüm’ diye çıkanların özüne indiğimizde, hâlihazır işlerinin ya lokantacı, ya da manavcı olduğunu öğreniyoruz. Yarım saatlik görüşmede kendilerini zor ifade eden, hatta edemeyen bu insanlara Hollanda ve Avrupa, hatta diğer ülkelerin turizmini emanet etmek, Türk turizmine büyük ihanet olur düşüncesindeyim. Sanırım bu insanlara biraz da biz prim veriyoruz. Belki saygımızdan ama onları dinlemek, onlarla yemek yemek ve aynı atmosferde onlarla beraber olmak, bindiğimiz dalın kesilmesine etki ediyor. Belki insan olarak çok iyiler ve misafirperverlikleriyle bu kaynaşmayı çabucak sağlıyorlar ama olaylara duygusal değil, daha profesyonel bakarak geleceğimizi planlamamız gerekir. Tabiî ki İşin doğrusunu hepimiz biliyoruz. Güçlü altyapısını tamamlamış, kalitesini belirli bir yere getirmiş, marka olmuş acentelerle geleceğimizi planlamak muhakkak en doğrusu ama onların da çok havalı olması, birazda arz talep dengesindeki olumsuzlukları kullanarak dengelerimizi bozmaları, yanlarına yaklaşılamayacak kadar soğuklukları maalesef bizleri istemediğimiz yönlere götürüyor. Biz yine de zoru seçelim ve büyüklerin yanında yer alalım. Küçüklere de, büyükleri örnek almaları yönünde destek olalım.
Neticede bir Lale Ülkesinden daha güzel haberler vermek isterdim ama maalesef 2008’ in ilk turizm fuarı olan Utrecht’ te çok iç açıcı haberler yoktu.
İyi haberlerin olduğu başka bir turizm fuarında buluşmayı arzulayarak saygılar sunarım.
Yakup Demir