Turizm, Otel, Tatil, Seyahat ve bu konudaki tüm yatırımlarınız için, içtenlikle yardımcı olmak isterim.
Beachlerimiz
Özellikle “ plajlar” başlığını kullanmak istemedim. Bu kelime son zamanlarda modernlik ifade etmemeye başladı. Birkaç yıl önce nadiren duyduğumuz veya İngiliz konuklarımızın kullandığı, İngilizce bilmeyenlerin zor anladığı bu kelimeyi inşaat işçilerimiz bile öğrenmişler. Geçtiğimiz haftalarda aquapark inşaatımızın tamamlanması için bazı işçilerimizden Pazar günü de çalışmalarını istedik ancak ” Pazar günü arkadaşlarımız gelecek ve beachlere gideceğiz “ cevabını aldım. Yine yakın komşumuzun, diğer komşuya “ ay hayatım bugün hangi beache gideceğiz” sorularını hep duyar olduk. Artık, plaj kelimesi demode oldu beach kültürü ise hızla gelişti. Geçen hafta Kapadokya bölgesindeki bir işimle ilgili Kayseri’den geçtim. Kızılırmak Deltası’nda birkaç tane Beach Club’a rastladım. Yani, beach modası Türkiye’ nin tüm noktalarına ulaşmış. Hatta merak edip, Kayserili beach işletmesine sordum “ yılda ne kadar ecrimisil ödüyorsunuz? ” diye. “Abi o ne ? “diye cevap verdi. Anlatmaya çalıştıysam da başarılı olamadım. Henüz oralara ecrimisil gitmemiş.
Artık bu kadar yaygınlaşan, Türk toplumunun alışkanlığı haline gelen, yılda 50 milyon insanın yararlandığı ve daha da fazla insanın yararlanmak istediği denize girme arzularına bir standart getirilse diye düşünüyorum. Mesela bu konuda doğru bir zemine oturtulmuş yönetmelikler çıkartılsa. Çünkü bu işletmelerden elde edilen kazançların tahmini olarak 2 milyar dolarlara ulaştığı varsayılmakta. Ancak, bu işletmelerle ilgili kanun ve yönetmelik olmadığından devletimiz yakaladığından tahsilat yapıyor, yakalayamadığını da affediyor ki çoğunu da yakalayamıyor. Zira bu işi hâlihazırda kurumsal firmalar değil, daha çok her sezon biryerlerde işletmecilik yapan, kurumsal olmayan, belki vergi numarası olmayan işletmeciler yapmakta. Bu işletmeciler, Eylül ayının ilk haftalarında paraları toplayıp, bir daha ne zaman döneceği belli olmamak üzere giden( kaçan) kişilerdir. Tabi ki bu arada bu işi hakkıyla yapanları tenzih ediyorum. Özellikle bölgemizde beach konusunda örnek teşkil eden ve devletimize ve çevresine karşı herşeye rağmen sorumluluklarını tam olarak yerine getiren Paparazzi, Solemare, Babylon vb. İşletmecilerimiz parmakla gösterilecek kadar az.
Devletimiz, kıyı kenar çizgisi diye haritalarda işaretledikleri ve sanallıktan öteye gidemeyen yerler için, bir an önce sanallıktan uzaklaşıp, bu kıyılardan halkım nasıl yararlanabilir diye uğraş verse, bu çizgileri, turizme kazandırmak ve atıl olmaktan çıkartmak için mücadele etse, komisyonlar kursa. Üç tarafı denizlerle çevrili olan, dünyada eşsiz bir doğa güzelliğine, iklime sahip olan ülkemizin plajları da hem zarar görmeden,dokusu ve doğası bozulmadan ve maksimum kapasiteyle,faydalı olacak şekilde yerli ve yabancı turistlere medenice hizmet verme kurallarını oluştursa.
Geçtiğimiz günlerde Doğuş Yayın Grubu’nun beachlerle ilgili araştırmasını inceledim ve tüm görüş aldıkları Beachlerin devletle sorunlarının olduğunu gördüm. Artık, toplum halk plajı mantığını istemiyor. Bedava hizmetle de işletmecilik yapılamayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Çok plajlara Belediyeler maalesef yeterli hizmet götüremiyor. Götürmesi de beklenemez. Bir hafta önce İzka destekli ve Çeşme Belediyesi tarafından organize edilip, Çeştob’ a devri yapılan Ilıca Plajı içinde engelliler ve Çeşme otelleri için plaj alanı yaptık. Henüz işletmeye tam başlayamadık. Ancak yapılan malzemelerin korunması ve günlük çöplerin atılması ve düzenli tutulması için 500 m2 alana 4-5 kişi yetişemiyor. Layıkıyla ve temiz bir şekilde plaj hizmeti verebilmek çok zahmetli bir iş. Çeşme’ ye yalnızca hafta sonu gelenlerin sayısı 200 binleri geçerken, Ilıca Plajı’ndan hafta sonları günlük yararlanma sayısı ise 50 binleri buluyor. Buralara düzgün hizmet suna bilmek için bir plaj ordusu kurmak lazım. Buda ancak, buralardan elde edilecek gelirlerin yine buralara yatırılması harcanmasıyla mümkün. Ne kadar doğrudur bilemiyorum ama, Çeşme’ de kıyıların kullanımından 10 milyon TL ‘yi geçen miktarlarda ecrimisil alınmakta imiş. Bunun ne kadarı plajların ve kıyıların düzenlenmesine harcanıyor bilemiyorum.
Söylemek istediğim, beachler , yani plajlar artık tüm kesimlerin alanı. Buraları dışlamadan standartlarını bir an önce oluşturmak ve bu standarlara uygun kullanımını sağlamak ve işletmecilik yapmak lazım. Deniz , güneş ve kum hepimizin / tüm kesimlerin yaz aylarında zorunlu ihtiyacı.
Saygılarımla,
Yakup DEMİR