Turizm, Otel, Tatil, Seyahat ve bu konudaki tüm yatırımlarınız için, içtenlikle yardımcı olmak isterim.
Turizm’de eksiğimiz MARKA olamamak
Bazı ülkelerin ve beldelerin adını duyunca aklımıza düşen ilk sıralamada turizm vardır. İspanya, İtalya, Paris, maldive, İsviçre belki Türkiye gibi. MSN yoluyla 10 ülke vatandaşından 10 kişiye 2 ‘ şer soru yönelttik. “ Türkiye’ yi tanıyor musunuz? Türkiye size neyi hatırlatıyor “ aldığımız cevaplar, 37 kişi ülkemizi tanımadığından cevap alamadık.. 43 kişi tanıdı ve 2. soruya Galatasaray dendi. 16 kişi Antalya, Marmaris ve İstanbul’da Tatil yaptığını söyledi. Diğerleri de, Türk komşu ve arkadaşlarının olduğunu ve Türkiye ile ilgili net bir düşüncelerinin olmadığını, ancak, Avrupa topluluğuna girmek isteyen bir ülke olduğu yönünde söylemlerde bulundular. Galatasaray’ın Dünya kupasındaki başarısı, Ülkemizin tanıtımı için hayalini dahi kuramayacağımız bir değere sahiptir. Fakat bu tanıtımın içeriği ve devamı olmadığı için dolaylı katkısı da olmamıştır. Veya az olmuştur. Devlet ve Hükümet yetkililerimiz o tarihte hemen bir tanıtım atağı yapıp, işte o ülke burasıdır diyerek tüm güzelliklerimizi anlatabilseydi, tanıtabilseydi, tanıtım için Galatasaray fırsat ve anahtar olacaktı. Konumuz eksiğimiz ve marka olamamak. En çok turist çeken ve gelir elde eden ve iyi bir marka olan Paris’ te neler var. Paris’ e niçin gidilir sorusunu araştıralım. Paris deyince Hemen aklımıza Eiffel Kulesi, Disneyland birazcıkta champs elysees geliverdi. Peki ne varda milyonlarca insan buraya gidiyor. Bakalım ;
Eifel Kulesi
Çıkabilmek için 30 dakika kuyrukta beklersiniz. 10.-€ para ödersiniz. Asansörlere ulaştığınızda 10-15 dakika tekrar beklersiniz. Ve 300 metre yükselerek son manzara katına ulaşırsınız. Hava şartları uygunsa Paris ‘i görme fırsatına ulaşmış olursunuz. Burada amaç Paris’ imi görmek, yoksa Eiffel kulesinimi diye sorararsak. Cevap Eiffel’ dir. Yani Ürün ön plandadır. Bu kulenin kısaca tarihine de göz atalım. 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız+ Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde inşa edilmiştir. Aslında kulenin mimarı Gustave Eiffel değil, İsviçreli Maurice Koechlin 'in siparişi üzerine tasarlayan Stephen Sauvestre'dir. Meslektaşı Emile Nouguier ile beraber ilk tasarımları yapmıştır. Kulenin, 7.739.401 Frank 31 Sent tutan inşaat masrafları, Gustave Eiffel'in tahminlerinin 1 milyon frank üstündedir. 1889 yılındaki açılış tarihinden önceki 5 ayda 1,9 milyon kişi ziyaret edince, yıl sonuna kadar toplam masrafın 3/4'ü çıkartılmıştır. Böylelikle Eyfel Kulesi, daha başından, kazanç sağlayan bir şirket görünümüne bürünmüştü. 3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirdi. Hiç ölüm vakası yaşanmamış olması, o günün şartlarında şaşırtıcı bir durumdur. Belki istemiyordum ama kulenin reklamını da yaparak birkaç meraklının daha paris’e & Eiffel’ e gitmesine sebep oldum galiba. İşte markanın önemi ve sırları burada yatıyor. Her şekilde kendinden bahsettirerek merak uyandırıyor. Geçen bayram turlarında güya Fransa’yı protesto ettik. Turizm acenteleri Paris’i satmayacağız dedi ama ilk dolan turlar yine Paris oldu. Göreceksiniz gelecek bayramlarda ve tatillerde de hep böyle olacak. Hatta biraz gecikenler yine yer bulamayacak. Demek ki talebin karşısında durmak, direnmek ona engel olmak maalesef mümkün olamıyor.
Disneyland
Turizm için merak & Hayal her şeydir. Disneyland’ da çocuklarımız için en büyük merak ve hayaldir. Zaten ismi içeriğini anlatıyor. Fransızlar, diğer Dünya insanlarına göre oldukça akıllı bir toplumdur. Neyin ne zaman gerekli olduğunu oldukça iyi bilirler. Zaten savaşlarda da bu hareketlerini tarih kitaplarına taşımışlardır.
Konu uzun ama ben burada sonlamak isteyerek neticeyi gelmek istiyorum. Bizim eksiğimiz her değerimize Fransız kalmaktır. Bunu halledersek yalnızca turizm değil, her sektörde en iyilerden oluruz. Ülkemizde marka olmaya aday fazlaca ürün var ama bunları sunmayı becerememekteyiz. . Hatta ne devletimizin, ne hükümetimizin nede turizmcilerimizin böyle bir planıda yok. Yakın gelecekte olmayacakta. Kaderimiz böyle imiş deyip, biz, bize konuşacağız. Ve netice hep aynı olacak.
Yakup Demir