Turizm, Otel, Tatil, Seyahat ve bu konudaki tüm yatırımlarınız için, içtenlikle yardımcı olmak isterim.
İçimdeki ÇEŞME …
Kimine göre alışkanlıktır Çeşme… Yaz mevsimini ilk tanıdığı o aylardan beri, aile büyüklerinin evlerinde, sonradan yenilenen yazlıklarda büyümek sıradandır onlar için. İzmir kadar memleketleridir onların, Çeşme ise İzmir kadar ev sahibidir yazlıkçılarına…
Uzaklara gittikleri de olur; bazı tatillerde başka sayfiyelere, belki deniz aşırı ülkelere… Ama dönüp dolaşıp gelinen yer yine Çeşme’dir. Büyükannenin evi, akşam üstü 6 dan sonra huzur dolan sarı saçlı, mavi gözlü büyük plajları ve turistik çarşısı…
Kimine göre meraktır Çeşme. Belki ekranda göze çarpan bir ayrıntıdan ya da gazetelerde yer alan haberlerden, ilanlardan yola çıkılarak ulaşılan bir sahil kasabasıdır…
Denizin ve güneşin birleştiği, rüzgârın yalnız bırakmadığı Çeşme; size yaşam tarzınıza uygun tatil seçenekleri sunarak ona ayırdığınız günleri en güzel şekilde değerlendirmenizi sağlar. Geldiğinizde Çeşme’nin sunacağı ilk ikram, sizi bunaltıcı sıcaklardan kurtarmak için serin bir rüzgâr olacaktır. Bu ikram eşliğinde sakızlı Türk kahvenizi yudumlayarak yol yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
260 km2 üzerine kurulan bu küçük ölçekli, ama hissettirdikleri ve yaşattığı haz ile insanlarda büyük etki bırakan bu sahil kasabasında neler yapabilirsiniz?
Çeşme’den bir yere geçilmez, yol üzeri değildir. Son duraktır Ege’nin eşsiz yarımadası… Buradan sonrası deniz komşusu, dede dostu, Ege’nin çekişmesi bitmeyen iki güzel kızından biri, Sakız Adası…
Sakız Adası Çeşme’den Avrupa’ ya açılan kapımız... Sakız – Çeşme arasında her gün düzenli çalışan feribotlar, Çeşme maceranızı , konaklamalı veya konaklamasız Sakız gezisiyle renklendirme fırsatı sunar size.. Yunanistan’a tatile gelen turistler için de, Sakız Adası’ndan Çeşme’ye günlük turlar düzenlenerek, Çeşme tanıtılıyor…Sakız Adası’nın yerli halkı da Çeşme’yi alışveriş ve tatil için tercih ediyor..
Otobandan Çeşme’ye doğru devam ederken karşınıza çıkacak rüzgar gülleri, şöhreti artık dünyaya yayılan, taş evlerine paha biçilemeyen Alaçatı’ya geldiğinizin habercisi olacaklar. Bu şirin kasabaya girince sizi ilk karşılayan eski taş değirmenler... Değirmenlere yaklaştıkça artan rüzgar sakın korkutmasın sizi, hatta inatla rüzgarı takip edin. Tepeyi aştıktan sonra göreceğiniz yüzlerce özgürlük simgesi, rengârenk rüzgâr sörfünün büyüsüne kendinizi bırakın. Rüzgarın her yönden estiği koridorun merkezinde yer alan sörf istasyonları, bir yandan dünya şampiyonlarını ağırlarken, hiç bilmeyenlere de rüzgar sörfü öğrenme imkanı vermekte.
Alaçatı’ nın Rumlardan yadigar, kışın sıcak, yazın serin olan taş evleri attığınız her adımda sizi başka diyarlara getirecek.Alaçatı çarşısında yan yana dizilen birbirinden şık kafe ve restoranları sakın es geçmeyin. Vaktiniz varsa yemeğinizi birinde yedikten sonra, kahvenizi bir diğerinde yudumlayın ki, her birinin modernize edilmiş tarihi dokusu sizi büyüleyebilsin. Köşeden gelen, burnunuza hükmeden kokuya doğru yaklaşın, sokaklarının her köşesinde buram buram kokan lavantadan bir demet mutlaka alın ve antika pazarında Alaçatı turunu tamamlayın. Şimdilik bu kadar deseniz de, o mutlaka sizi geri çağıracaktır.
Alaçatı’dan sizi uğurlayan görkemli çam ağaçlarının gölgesini aracınızda hissederek devam ettiğiniz yolun bitiminde cama vuracak güneş; yazlık evlerin cenneti olan Ilıca’ya geldiğinizin habercisi olacak.
Ilıca’nın bir ucundan bir ucuna yan yana uzanmış olan görkemli yazlıklar sadece görünenler. Ara sokaklarda ve koylarda daha niceleri, Haziran ayında kapılarını açacak ev sahiplerini bekliyorlar. Ağrılarınıza derman olacak Şifne Kaplıcaları, deniz içerisinden çıkan sıcak sular Ilıca merkeze sadece 2 km. mesafede şifa dağıtıyor.
Dünyanın sayılı kumsal plajlarından biri olan Ilıca plajı, muhteşem kumu ile sizi görür görmez etkileyecektir. Kalabalığı tercih etmeyenler akşamüstü ya da sabahın erken saatlerinde mutlaka bu denizin keyfine varmalıdır.
Denizden sonra hissedeceğiniz açlığın en büyük sebebi yan yana dizilmiş kumrucuların ızgaralarından yayılan o müthiş koku. İlk defa Ilıca’ da özel ekmek kullanılarak yapılan, daha sonra Türkiye’nin birçok yerine yayılan bu güzel sandviçi vatanında denemeden sakın gitmeyin. Her şeyin yerinde güzel olduğuna dair tecrübeniz bir kat daha artacaktır.
Olur da akşam saatlerinde yolunuz Ilıca’ya düşerse ya da burada yer alan birbirinden konforlu 5 yıldızlı tesislerden birinde konaklıyorsanız, akşam yürüyüşünüz sırasında Yıldızburnun’dan gelen sakin müzik seslerine kulak verin. Bu güzel koyda bulunan birbirinden şık mekanlara deniz kokusu ve ferahlatıcı meltem eşliğinde alacağınız birer içki ile geceye hazırlanın.
Tercihiniz geceye devam etmekten yana ise Aya Yorgi Koyunda, Alaçatı, Dalyan ve Ilıca’ da yer alan gece clubleri ülkenin en popüler sanatçıları ve dj leri ile sabaha kadar eğlence sunuyor. Bu gece clublerinin birçoğu gece eğlenceleri ile sınırlı kalmayan misafirlerini, gündüz beach partileri ile ağırlıyor.
Ilıca’dan 4 km daha batıya doğru devam ettiğinizde artık Çeşme merkezdesiniz. Denize baktığınızda göreceğiniz kara parçası karşı komşu Sakız Adası… Çeşme’de çarşı turu yaparken alışveriş için sınırsız imkânlara sahipsiniz. Ancak almadan dönmemeniz gereken paket mutlaka arabanıza bindiğinizde elinizde olsun.
Sakız reçeli başta olmak üzere, farklı çeşitleriyle damak tadınıza hitap eden reçeller, sakız likörü, zeytinyağı ve ev yapımı sabun…
Damla sakızını tadabileceğiniz bir başka alternatif ise Çeşme’nin meşhur sakız dondurması.Çok uzun yıllardır sakızlı dondurmalarıyla ün yapan dondurmacıların diğer çeşitlerinin de tadına mutlaka bakılmalı.
Çeşme’ de Osmanlı Dönemi’nden kalma Kale, Kervansaray, çok sayıda çeşme ve tarihi dokuları bozulmamış evler yörenin tarihi yapıtları arasında..Kale’de bulunan Çeşme Müzesi, pazartesi hariç her gün tarihe meraklı ziyaretçilerini ağırlıyor.
III. Selim döneminde sadrazamlık yapmış olan Osmanlı devlet adamı Cezayirli Hasan Paşa, evcilleştirdiği bir aslan ile dolaşmasıyla nam salmış… Çeşme’de aslanı ile birlikte yapılan heykeli, turistlerin en çok fotoğraf çektikleri yerler arasındadır.
Çeşme, 80’li yıllardan günümüze kadar her yıl Temmuz ayında düzenlenen, farklı ülkelerden yarışmacıların katıldığı Şarkı Yarışması ve Çeşme Festivali ile de uluslar arası üne sahip… Yaz ayları boyunca anfi-tiyatroda, birbirinden değerli sanatçıların verdiği konserler, yaz geceleri için ayrı bir alternatif sunmakta.
Çeşme Merkez’den hareket eden minibüsler her yere ulaşımı kolay kılmakta. Yaz boyunca çevre köy ve beldelere her on dakikada bir minibüs bulmak mümkün…
Dalyanköy’ de, aynı günün sabahı egenin mavi sularından ağlara takılmış balığın, her birinin bir çok çeşidi olan deniz mahsullerinin, köylülerin topladığı kıpkırmızı domatesten, rokadan, taze naneden yapılan salatanın tadına bakılmadan dönülmez. Yanına rakı yakışır, üstüne ise sakız muhallebisi ile keyfi çıkarılır.
Çeşme’nin en batı ucu Çiftlik Köy’de ıstakoz -halk dilinde böcek- sevenlere, bu işlerin erbapları hizmet eder. Pırlanta koyu ve Altınkum plajları denize girilebilecek, dinlenebilecek şık beach clubları ile hizmet verir. Yarımadanın bir tarafı hiç bitmeyen rüzgarı ile kite surf sevenleri ve öğrenmek isteyenleri ağırlarken, diğer tarafı sakin havası ve dalgasız denizi ile kuytuyu arayanlara doğanın eşsiz nimetlerini sunuyor. Çiftlik Köy’den dönüşte tadılabilecek en güzel yiyeceklerin bazıları ise sahildeki salaş kafelerde, köylü kadınların beceriyle yaptıkları katmerdir, çiğ börektir…
MÖ.1000’li yıllarda bugünkü Çeşme’nin ilk başladığı yerde, Ildırı İskelesinden yukarı enginar tarlalarına doğru yola çıkıldığında, her hastalığa deva, zeytinyağının en çok yakıştığı, ege sofralarının vazgeçilmezi olan sebzeyi köylülerin yardımı ile kendiniz toplayabilirsiniz.…Çeşme’ ye 17 km mesafede, küçük adacıkları olan güzel bir koyda bulunan Ildırı Köyü’ nde ortaya çıkarılan ilk yerleşim merkezi – Erythrai Antik Kenti – mutlaka görülmeli…Bu küçük balıkçı kasabasında oturup çayınızı yudumlarken, güneşin utangaç bir kız edasıyla batışına şahit olmak unutulmazlar listenize eklenecektir. ‘Girit mutfağında neden hep otlardan bahsedilir, bütün yemeklerde otlar kullanılır’ diye merak ettiyseniz veya bununla ilgili keyifli hikayeler dinlediyseniz, Ildırı ‘da bu otların tadına bakarak cevabını kendiniz keşfedin…
Çeşme’nin turumuzda son durağımız Ovacık Köyü, şarap bağları ile sanki ilçeden bağımsız başka bir dünyaya sürükler misafirlerini.Tarihte, verimli topraklarda yetişen üzümlerden yapılan şaraplar ile ünlenen bölge, şarap kültürüne yabancı insanların buraya göç etmesi ile, bağcılık yerine tütün, domates ve kavun yetiştirilen bir yer olmuş.. Son yıllarda verimli topraklara kurulan tesisler ile bağcılık tekrar başlayarak, Çeşme şarapları dünyaya tanıtılmıştır… Üzümün yanı sıra yetiştirilmeye devam edilen kavun da, eşsiz lezzetiyle hak ettiği üne sahip olmuştur.
Yürümeyi seviyorsanız bağların arasından dağlara doğru çıktığınızda mis kokan kekikleri toplama imkânına sahip olabilirsiniz
Çeşme’yi karadan gezip bitirdikten sonra sıra koylarına, masmavi denizine gelir. Her gün sabah saatlerinde merkezden hareket eden tekneler ile gidilen eşek adası, kara ada ve mavi koyda denize girip, eğlenceden yorgun düşmüş bir halde akşam saatlerinde kıyıya ayak basabilirsiniz.
İlk gelenler merak ederler, her yerini görmek isterler… Dönüş vakti geldiğinde içler biraz buruk, evlerine vardıklarında onlar bile henüz farkında değildir ki Çeşme’nin suyundan içip Çeşmeli olmuşlardır. Bir sonraki tatil durakları buradan geçmeyecektir; rota direk burası olacaktır.
Küçük ölçekli büyük Çeşme’de yapabileceklerinizin sadece bilinenleridir bunlar. Keşfetmeyi seviyorsanız, tanımaya meraklıysanız, kim bilir daha ne güzellikler karşınıza çıkacaktır.
Tavsiyelerimizden bir kısmını bile gerçekleştirdiyseniz artık siz de ÇEŞMELİSİNİZ…
Beyza Nur Bağcı