Yani, geçen yılların referansı çok iyi değil.

Anlaşılıyor ki bu yılların içindeki olayları tecrübeleri kaydedip, geri kalanı tamamen unutmak lazım. “ Böyle olduydu, şöyle olmuştu” lardan hemen uzaklaşmak lazım. Geriye bakmak, onu düşünmek, onlarla uğraşmak yalnızca zaman kaybı olduğunu bilmek lazım. Ağzımızdan çıkan kötü sözleri, yaptığımız hataları, kırdığımız kalpleri artık düzeltmek gerek. Geçmişin girdabına girip boğulmak, kaybettiklerimize Öh’leyip, Tüh’lemek ve geçmişte kaybolmanın ne kadar anlamsız olduğunun farkında olmak lazım. Bir an bile, o yıllara, o günlere gitmek, onu düşünmek ve o yılları aşındırmanın anlamsız olduğunu bilmek lazım. Hatta bize bu yılların içinde yaşadığımız olumsuzlukları irdelemenin, tekrar tekrar gündeme taşımanın, kendimiz içinde ne kadar işkenceci olduğunu unutmamak lazım. O yıllar ki; neler bekledik, neler diledik, ne umutlar, ne ümitler bağladık; ama hiçbiri olmadı. Bizi kandırdı. Biz farkına varmadan her gün binlerce hücremizi yok etti, etmeye de devam ediyor. O yıllar, hep devam edecek. Birisi gelip, diğeri gidecek, bizi gâh ağlatıp, gâh güldürecek, kendisi hep aynı kalacak, değişen sadece ismi olacak; bize de birkaç resim bırakacak. Yani, o yıllara takılmayalım. O yıllar yok artık. O günler, o saatler çoktan gitti; dönüşü de hiç olmayacak.

Bu yılla birlikte, kaybettiklerimizi kazanmak, yıktıklarımızı yapmak, kırdıklarımızı ne pahasına olursa olsun tamir etmek, düzeltmek ve geleceğe umutla bakmak lazım. Yeniliklere, güzelliklere kanatlanmamız gerek. Yani, yeni yılın; hayatımıza, ruhumuza, alışkanlıklarımıza yenilikler katması, bu yeniliklerin, mutluluğumuza anahtar olması için bir dönüm noktası olması için uğraş vermek lazım. Bu yılda, yalnızca Avrupa kıtasında 750 milyon insan bir birlerine mutluluk mesajları gönderdi. Bu mesajlardan sosyal medya ve telefon şirketlerinin kazançları 300 milyon € civarlarında. Hediyeleşme yoluyla kattığı değer ise 3 Milyar € ‘ları buluyor. Aslında her yeni yıl birilerine ciddi büyüklükte finansal değerler katıyor. Bireyler de, yani bizler, yeni yılın hatırı için birikimlerimizi gözümüzü kırpmadan harcıyoruz. Yalnızca, adı değişen bu yıllara bu kadar harcama yapmak, bu kadar bedel ödemek, bu kadar değerli kılmak ne kadar doğru bilemem; Tabi ki harcamalara saygı duyuyorum. Turizmi hareketlendiriyorlar, ekonomiyi canlandırıyorlar; Belki sosyalleşmeye katkı sağlıyorlar ama yıllardır çözemediğim bir konu var o da; “yeni yıla girerken ışıkları kapatıp, neden 10’dan geriye sayarız.” Olup bir çözemedim ve araştırdım; Bir sözlük şöyle cevaplamış: “aksi durumunda eski yılda kalınma tehlikesi ile karşı karşıya kalınacağından ötürü herkesin yapmak zorunda olduğu eylemdir.” Açıklamayı takdirlerinize sunuyorum. Galiba yorumu bir Maya’lı yapmış.

Kıymetli bir sözle 2012 yılına veda etmek istiyorum. 2013 yılının hepimiz için; Sevgi, saygı, hoşgörü ve hayatımızda güzelliklerin başlama yılı olmasını içten dileyerek mutlu yıllar…

“Her gün yeni bir yere konup göçmek gerek \Akarsu gibi durmadan akmak gerek.\ Dün geçti gitti. \Dün gibi, dünün sözü de geçti \Bugün, yepyeni bir söz söylemek gerek.” (Mevlana)